Kısaca “Hangi tür liselere hangi vasıflara sahip öğrenciler devam etmeli?
Nitelikli liselerde öğrenim görecek nitelikli öğrencileri nasıl
belirleyeceğiz?” sorularına cevap aradığımız, Ortaokullardan liselere geçiş
sisteminde yıllardır istikrar sağlayamadık. Son 15 yılda dört yöntem denendi;
2000’lerin başında LGS, 2004 den itibaren OKS, 2008’den sonra
SBS ve 2014-2015 öğretim yılından itibaren de TEOG.
Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 2017-2018 öğretim yılından itibaren
Teog da kaldırıldı, böylece yıllardır yapıla gelen bir hatadan dönülmüş oldu.
Zira Teog sistemiyle birlikte akademik eğitim kapasitesine bakılmaksızın
(okuma-yazma öğrenmesi bile başarı olarak görülen kaynaştırma öğrencilerini
bile) ülke çapındaki tüm Ortaokul öğrencileri bir yarışın içerisine
sokulmuştu. Bu yarışın doğal sonucu olarak vasat öğrenciler dahi akademik
liselere yönlendirildi, mesleki eğitim ve meslek liseleri geri plana itildi.
Teog yarışına endekslenmiş Orta okullarımızda değerler eğitimi,sosyal, kültürel,
sanatsal ve sportif faaliyetler adeta durma noktasına gelmişti. Liselere
giriş için bir nevi 5 yıl önceki sisteme geri dönüldü. Fen liseleri, Sosyal
Bilimler Liseleri ve proje okullarında öğrenim görmek isteyenler Haziran ayında
yapılacak merkezi sınava girecekler, diğer liselere ise sınavsız tercih
sistemiyle yerleştirme yapılacak. Öncelikle belirtmek gerekir ki yapılan
değişiklik çok yerinde ve faydalı olmuştur. Ortaokul çağındaki
çocukları sadece akademik başarıya endeksli bir yarışın içerisine sokmak,
yapılması gereken diğer birçok faaliyetlerin ıskalanması manasına gelir ki bunların
başında da değerler eğitimi, ve mesleki eğitim gelir. Söz konusu sistem
değişikliğinden sonra şu hususlar da gözden geçirilir ve gereği yapılırsa nihai
hedefe ulaşılabilir.
1.Acilen akademik ve mesleki eğitim ihtiyaç analizi yapılmalıdır.
2.Muhtemelen çıkacak sonuca göre ülke çapındaki tüm Orta öğretim kurumları,
%70 mesleki eğitim, (her türlü meslek lisesi) % 30 akademik eğitim (Fen
liseleri, Sosyal bilimler ve Anadolu Liseleri) verilecek şekilde yeniden
yapılandırılmalıdır.
3.Ortalama başarıya sahip öğrenciler yıllardır Anadolu Liselerinde okutuldu,
liseyi zar-zor bitirebilenler, lise mezunu, istihdam alanı olmayan vasat yüksek
okul veya fakültelere devam edenler de üniversite mezunu olarak “işsiz”
kaldılar. Harcanan emek, zaman ve kaynaklar ziyan oldu, bu sistemden devletimiz
de, öğrenciler de, veliler de zarar gördü. Bu durumdan ders çıkartılmalı,
akademik başarısı vasat öğrenciler meslek liselerine yönlendirilmeli, akademik
liselere alınmamalıdır.
4. Halen meslek liselerinin ilk iki sınıfında akademik liselerdeki, akademik
dersler (Matematik, Fizik, Kimya, Biyoloji vs.) yer almakta, bu durum zaten
akademik derslerindeki başarısı düşük olan meslek lisesi öğrencileri için
sıkıntı oluşturmaktadır. Meslek liseleri, mümkün mertebe akademik derslerden
arındırılmalı, ,mesleki dersler ve uygulamalı derslerin yanında insani
değerler, adab-ı muaşeret ve beşeri ilişkilere ağırlık verilmelidir.
5. Eğitimin en temel amacının, kısaca“iyi insan, iyi vatandaş”
yetiştirmek olduğu Milli Eğitim Temel Kanununda açıkça yazılıdır; ( Türk Milli
Eğitiminin genel amacı,Türk Milletinin bütün fertlerini,………..; Türk Milletinin
milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve
geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan,
insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan
demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı
görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar
olarak yetiştirmektir. “ 1739 sayılı-Milli Eğitim Temel Kanunu, madde 2”) Buna
göre ortaokul sıralarında akademik başarı yarışı yaptırmak yerine,
öğrencilerimize değerler eğitimi verilmeli, yarının, düzgün, işini iyi
yapan, vatanını, milletini seven, kendisi ve çevresiyle barışık, sorumluluk
sahibi ”Allah'tan korkan kuldan utanan “ hekimleri, avukatları,
mühendisleri, şoförleri, ustaları, aşçıları, temizlik elemanları, servis
elemanları vs. yetiştirilmelidir. Aksi takdirde insani değerlerden yoksun bir
doktorun da avukatın da, bilgisayar mühendisinin de vs. bu millete bir
faydasının olmayacağı malumdur. Temel insani değerlerden yoksun doktor
hastasını kandırabilir, maddi kazanç için gereksiz tahlil, tedavi
uygulayabilir, avukat müvekkilini ayrı, karşı tarafı ayrı ve aynı anda kandırıp
sömürebilir, bilgisayar mühendisi ürettiği anti virüs programlarını satabilmek
için bilgisayarlarımıza virüs gönderebilir. Bu değerleri veremediğimiz
aşçımızın sağlıksız ve hijyen kurallara uyulmadan ürettiği yemeklerini yemek
zorunda kalacağımızı unutmamalıyız.
Sonuç olarak, en
genel biçimde “bireylerde istendik davranışları geliştirme süreci” olarak
tanımlanan eğitimin hedefi, ahlaklı, insani, manevi ve kültürel değerleri
benimseyen, ailesini, vatanını, milletini seven, kendisine ve çevresine faydalı,
dürüst, düzgün insanlar yetiştirmek olduğu hiçbir zaman unutulmamalı, bütün
çalışmalar bunun üzerine kurgulanmalıdır. Akademik eğitim alacak% 30’luk
bölümün dışındaki vasat öğrencilerin meslek lisesi yerine akademik liselere
devam etmesi sonucunda Anadolu lisesi, istihdam alanı olmayan fakülte veya
yüksek okul mezunu, çıraklık çağını kaçırmış mutsuz, umutsuz, işsiz gençlerimiz
olacağı unutulmamalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder