Milli Eğitim Bakanlığınca 2010 yılında yayınlanan bir genelgeyle okullarımız “Değerler Eğitimi” ile tanıştı. Milli ve manevi değerlerimizin giderek yok olduğu düşüncesinden hareketle hazırlanan genelgede amaçlar şöyle özetlenmişti: “Toplumsal hayatı oluşturan, insanları birbirine bağlayan, gelişmeyi, mutluluğu ve huzuru sağlayan, risk ve tehditlerden koruyan ahlaki, insani, sosyal, manevi değerlerimizin tüm bireylere kazandırılmasında en önemli etken eğitimdir. Bu kazanımlarımızın öğrencilerimize aktarılması da değerler eğitimini oluşturmaktadır.” (MEB, TTKB: 2010/53).
Uygulama sürecinde, il Milli Eğitim, ilçe Milli Eğitim ve okullarda,
Proje Yürütme Kurulları oluşturulması ve Bakanlığın uygulama yönergesine göre
çalışmaların yürütülmesi planlanmıştı. O günden bu güne okullarımızda, değerler
eğitimi panoları, haftanın değeri, ayın değeri konulu şiir, kompozisyon, hikaye
yazma yarışmaları vb. yollarla değerlerin öğrencilere belletilmesi
etkinlikleri yapılmaya başlandı
En çok bilinen tanımına göre Eğitim;“ bireyde istendik yönde davranışlar
oluşturma veya istendik olmayan davranışları istendik yönde değiştirme
sürecidir. İstendik davranışlar 'toplum tarafından beklenen ve istenen
davranışlar ' demektir. Eğitimin amaçlarını bu istendik davranışlar oluşturur.
Milli Eğitim Temel Kanununda (1973/1739) Türk Milli Eğitiminin
Genel amaçları;
“Madde 2 - Türk Milli Eğitiminin genel amacı, Türk
Milletinin bütün fertlerini,
1. (Değişik: 16/6/1983 - 2842/1 md.) Atatürk inkılap ve
ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı;
Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini
benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima
yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel
ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye
Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline
getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek;
2. Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı
şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne,
geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse
değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli
kişiler olarak
yetiştirmek;
3. İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri,
davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata
hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna
katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak;”
olarak belirlenmiştir.
Eğitimin bu tanımından ve Milli Eğitim Temel Kanunu ile belirlenen eğitimin
genel amaçlarından da anlaşılacağı üzere eğitim ile değerler
eğitimi hep iç içedir, eğitim olan her yerde yeni nesle değerlerin
öğretilmesi ilk sırada yer alır. Ancak uygulama her zaman teori ile
paralellik arz etmediği için, yaklaşık yarım asır önce kanunla belirlenen
amaçların pek gerçekleşmediği Bakanlığımızca da görülmüş olmalı ki konu,
yeniden yeni bir proje, yeni bir amaçmış gibi gündeme alındı.
2017-2018 öğretim yılından itibaren ders müfredatları yenilenmiş, yeni
programın “Derslerin İçeriği” kısmında tanıtılan “Değerler Eğitimi” hakkında şu
değerlendirmede bulunulmuştur;
“Türk Millî Eğitim Sistemi’nin temel hedefleri arasında öğrencileri
sağlıklı, mutlu bir şekilde hayata hazırlamak, iyi insan ve iyi vatandaş olmalarını
sağlayacak bilgi, beceri, değer, tutum, davranış ve alışkanlıklarla donatmak
yer almaktadır. Bu bağlamda değerlerin eğitim süreci içerisinde kazandırılması
ve yeni nesillere aktarılması hedeflere ulaşmada ve kültürel devamlılık
açısından da son derece önem taşımaktadır.”
Milli Eğitim Bakanlığınca öğrencilere belletilmek üzere, Ahlaklı
olmak,Dostluk ve Arkadaşlık,İrade,Doğruluk,Saygı,İsraf ve
tutumluluk,Sorumluluk,Selamlaşma,İyilik,Kibir ve Tevazu,Hayâ, Diğerkâmlık,Dedi-
Kodu ve Gıybetten uzak durmak,Saygı,Edepli Olmak,Cömertlik,Şehitlik,Sabır,Adab-ı
Muaşeret,Kanaat ve Şükür, Sabır,Tevekkül ve Mutluluk vb. daha bir çok
değer belirlenmiştir.
Programda öğretmenlere de “Değerler Eğitimi” konusunda uyarılarda bulunan
Bakanlık, “Değerler, öğrencilere hissettirilerek kazandırılmaya çalışılmalı,
değerleri kazandırma sürecinde öğretmenlerden etkili bir rol model olmaları
beklenmelidir” sözlerine yer vermiştir. Bir konuda rol model olmak en başta o
konuya inanmak ve bizzat uygulamakla olur. Değer olarak kabul edilen bazı
kavramlardan yaklaşık bir milyon öğretmenin aynı şeyi anlama-k
istemediği-dığı kesin. Mesela, Edepli Olmak, Haya, Tevekkül, Kanaat, Şükür,
Sabır vb. değerlerden her öğretmenin aynı şeyleri anladığı söylenebilir mi. Bir
de “Değerler Eğitimi” kavramı ister istemez “Din” kavramını hatırlattığı için
mesafeli duran öğretmenlerimizi de unutmamak lazım.
Görüldüğü gibi
“Değerler Eğitimi”nin teorik alt yapısı oldukça iyi, Milli Eğitim Temel
Kanunu, İlgili Genelge, Uygulama Yönergesi, yeni müfredata girmesi , il, ilçe
Milli Eğitim, ve okullardaki “uygulama ekipleri” vs. projenin iyi planlanmış
teorik alt yapılarını oluşturmaktadır. Bir proje ne kadar güzel
hazırlanırsa hazırlansın, onu uygulayacak bu işe inanan idealist uygulayıcısı
olmaz ise hiçbir işe yaramaz. Okullarımızda bu değerleri öğrencilerimize
benimsetebilmek için öncelikle ve behemehâl bu projenin gerekliliğine
inanan mesai mefhumu düşünmeyen, maddi beklentiler içerisinde
olmayan “dertli“, “adanmış” öğretmenler gereklidir. Klasik devlet memurluğu
zihniyeti ile bunu başarmak oldukça zor. Bakanlığımız da bunun farkında
olmalı ki yıllardır farklı ortamlarda, farklı yöntemlerle konuyu tekrar tekrar
gündemde tutmaya devam ediyor. Maalesef mevcut devlet memurluğu anlayışı
ve mevcut öğretmen profili ile bu uygulamadan sonuç alınması epeyce zor
görülmemektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder