2019
verilerine göre ülkemizde;
“Örgün
eğitimde, 54 bin 36'sı resmi , 12 bin 809'u özel okul, 4'ü açık öğretim okulu
olmak üzere toplam 66 bin 849 okul bulunuyor.
Türkiye'de
okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde, toplam 18 milyon
öğrenci örgün eğitim alıyor.
Örgün
eğitim kurumlarında görev yapan öğretmen sayısı 2018-2019 eğitim öğretim
yılında 1 milyon 77 bin 307 oldu.” (https://www.ntv.com.tr/egitim/meb-egitim-ogretim-istatistiklerini-acikladi,lShpxzBaC0mdXGSjqiOppg)
Cumhuriyet
öncesi yöneticilerimizden Maarif Nazırı Emrullah Efendi’nin (1859-1914) : “Şu
mektepler olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim” sözü bu
kadar devasa bir teşkilatı yönetmenin ne denli zor olduğunu özetler
niteliktedir. (https://www.evrensel.net/haber/57109/su-mektepler-olmasaydi-maarifi-ne-guzel-idare-ederdim)
Eğitim
sistemimizde Cumhuriyet öncesi dönemde başlayan arayışlar/ tartışmalar günümüzde de istikrara kavuşmamış, öğretmen
yetiştirmeden, okullara idareci atamalarına, liselere öğrenci yerleştirmeden,
mesleki ve akademik liselerin oranlarına kadar birçok konu hala tartışılmakta,
sık sık yöntemler değiştirilerek “en doğru sisteme -istikrara” ulaşılmaya
çalışılmaktadır.
1. Müdür Yardımcılığı görevlendirmelerinde “ Adaylık
hariç, en az beş yıl öğretmen olarak görev yapmış olmak” şartı
getirilmesi faydalı olacaktır.
Yönetim kademelerindeki dikey
geçişlerde, makul çalışma şartı/tecrübe, iyi yöneticiliğin olmazsa olmaz
şartıdır. Mevzuatta bunun sağlanabildiği söylenemez. Müdür yardımcısı
için görevlendirileceklerde; “ Adaylık dâhil en az iki yıl
öğretmen olarak görev yapmış olmak” şartı aranmaktadır ki bu durum adaylıktan
sonra bir yıllık öğretmenlik tecrübesine sahip bir öğretmenin, henüz
öğretmenlikte yeterince deneyim kazanmadan müdür yardımcısı olarak
görevlendirilmesi manasına gelir. Diğer mesleklerde olduğu gibi öğretmenlikte
de tecrübe önemlidir. Tabir yerinde ise “öğretmenlik yapa yapa öğretmenlik
öğrenilir”. Henüz öğretmenlikte yeterince tecrübe kazanmamış (pişmemiş)
birisinin idarecilikte başarılı olması beklenemez. Bu tür deneyimsiz müdür
yardımcılarının, empati kuramadığı, öğretmenlere tepeden baktığı, öğretmenlere
“amirlik” taslayarak egosunu tatmin ettiği, okullarda birçok huzursuzluğa sebep
oldukları müşahede edilmektedir. Bütün bu olumsuzlukların yaşanmaması
için yönetici görevlendirme yönetmeliğinde müdür yardımcısı olarak
görevlendirileceklerde aranan şartlarda yer alan “ Adaylık dâhil en az iki
yıl öğretmen olarak görev yapmış olmak” şartının ““ Adaylık hariç, en az beş yıl
öğretmen olarak görev yapmış olmak” şeklinde değiştirilmesi faydalı
olacaktır.
2.Okul Müdürü olarak görevlendirmelerinde,“Kurucu
müdür, müdür başyardımcısı, müdür yardımcısı ve müdür yetkili öğretmen olarak
ayrı ayrı veya toplam en az beş yıl görev yapmış olmak.” şartı
getirilmelidir.
Mevzuatımızda,
müdür olarak görevlendirileceklerde de “Kurucu müdür, müdür
başyardımcısı, müdür yardımcısı ve müdür yetkili öğretmen olarak ayrı ayrı veya
toplam en az bir yıl görev yapmış olmak.” şartı getirilmiştir. Ancak
henüz bir yıl müdür yardımcılığı tecrübesine sahip bir idarecinin müdür
olabilmek için yeterli deneyime sahip olabilmesi mümkün değildir. Bu
yönetmeliğe göre adaylık dâhil 3 yıllık bir kıdeme (iki yıl öğretmenlik+ bir
yıl müdür yardımcılığı) sahip bir öğretmen, bir okula müdür olabilmektedir.
Müdür yardımcılığı için zikredilen endişeler burada da geçerlidir. Ayrıca ve
ilaveten henüz yeterli idari deneyime sahip olmayan, bir yıl idari
deneyimle müdür olan bazı okul müdürlerinin sıradan resmi yazışmaları
bile beceremedikleri, mevzuatı okuyup doğru anlayamadıkları için yanlış
uygulamalar yaptıkları, okullarında huzur ortamı oluşturamadıkları bilinen
durumlardır. Bu nedenlerle yönetmeliğin mezkûr maddesi “Kurucu müdür, müdür
başyardımcısı, müdür yardımcısı ve müdür yetkili öğretmen olarak ayrı ayrı veya
toplam en az beş yıl görev yapmış olmak.” şeklinde değiştirilmesi
behemehâl faydalı olacaktır.
3.Şube Müdürlüğü kadrolarına atanabilmek için
en az 5 yıl okul müdürlüğü yapmış olmak şartı getirilmelidir.
Eğitim
yöneticiliğinde yılan hikâyesine dönen bir başka konu da şube müdürlüğüdür.
Meb
görevde yükselme yönetmeliğine göre 4 yıl kıdemi olan her öğretmen şube
müdürlüğü sınavına girebilir ve ilçesindeki yüzlerce okul müdürüne
liderlik/rehberlik yapmak üzere şube müdürü olarak atanabilir. (https://www.memurlar.net/haber/721394/meb-gorevde-yukselme-yonetmeliginde-degisiklik.html)
Hayatında bir gün bile okul idaresinde
bulunmamış, bir resmi yazı yazmamış, bir defa bile öğretmenler kuruluna başkanlık
etmemiş, ilçe müdürler kuruluna katılmamış… vb. bir öğretmenin başarılı bir
şube müdürü olması ihtimali oldukça düşüktür. İlgili yönetmelikteki bu madde
de acilen, “şube müdürlüğüne atanabilmek için en az beş yıl okul müdürlüğü
yapmış olmak” şeklinde değiştirilmelidir.
Ayrıca
aynı madde de şube müdürlüğüne atanma şartlarında yer alan ve eğitimle direk
ilişkisi bulunmayan
“3) ………. Mimar, mühendis, biyolog,
psikolog, istatistikçi, çözümleyici, programcı, araştırmacı, tekniker, şef veya
sayman kadrosunda üç yıl görev yapmış olmak." maddesine göre, pedagojik formasyonu bulunmayan,
eğitimin tanımını bile doğru yapamayacak mühendisin, biyoloğun, istatikçinin….
vb. şube müdürü olma imkanı verilmemelidir.
Yeterli bir süre çıraklık-kalfalık yapmayan bir
kişinin iyi bir usta olduğu görülmüş şey midir? Yönetim kademelerindeki dikey
geçişlerde, yeterli/makul çalışma şartı/tecrübe, yöneticiliğin olmazsa olmaz
şartı olmalıdır. Tabiri caizse, yönetici adayı her kademede pişe pişe bir
üst kademeye çıkmalıdır. Bu durum hem empatiyi hem de görev yapacağı kademedeki
yetkinliği sağlar. Böyle bir yönetici gücünü koltuğundan değil, tecrübesinden,
bilgisinden, birikiminden, başarısından alır. Başarılı bir eğitim yöneticisi de
eğitimdeki kaliteyi yükseltir.
4.Okul müdürü ve
müdür yardımcıları adaylarına ek puan getiren mevcut “Yönetici Değerlendirme Formu”
tekrar gözden geçirilmeli, yönetici adayının kişisel niteliği ve başarısı
dışındaki puan getirici ölçütler formdan çıkartılmalıdır.
Mevcut “Yönetici değerlendirme formu”nda, doğrudan yönetici adayın niteliği ve
çalışmasını belgeleyen nesnel bir değerlendirmenin yapılabildiği, Eğitimler,
Hizmet Süreleri, Akademik ve Mesleki Deneyim, Başarı Farklılıklarını Azaltma
başlıklarının yanında, Müdür ve müdür yardımcısının kişisel birikim ve
katkısından ziyade kurumun öğrenci ve öğretmen sayıları ile öğretmen ve
öğrencilerin kişisel çalışma ve becerilerine dayalı olan, Kurumsal yenilik
çalışmaları, proje çalışmaları ve Öğrenci başarıları başlıkları altında
değerlendirme ölçütleri ve puanları yer almaktadır. Bu başlıkların detaylarına
bakıldığında (Yöneticisi olduğu eğitim kurumunda ulusal düzeyde düzenlenen
bilgi/beceri/spor/sanat/proje vb. yarışmalarda birinci/ikinci/üçüncü olan
öğrenci bulunmak, Yöneticisi olduğu eğitim kurumunun öğretmen veya öğrencileri
Türk Patent ve Marka Kurumundan faydalı model tescili alanlar,
Yöneticisi
olduğu eğitim kurumunda yürütülen ve sonuçlandırılan uluslararası proje
bulunmak, Yürütülen ulusal projelerden sonuçlandırılanlarda
danışman olarak görev almış olmak) vb.
gibi yönetici adayına ek puan getiren bu ölçütler tekrar gözden
geçirilmeli, yönetici adayı, genel olarak öğrenci ve öğretmen
sayısı fazla olan merkezi okullarda çalışan idarecilere pozitif ayırım sağlayan, okul
öğrencilerinin sportif ve sanatsal başarılarından ya da ilgili bir öğretmenin hazırladığı bir projeden
ek puan almamalıdır.
5.Yeniden
görevlendirmelerde alt görevler de tercih edilebilmelidir.
Görevlendirildiği okulda 4 veya 8 yıllık çalışma
süresini tamamlayan müdür ve müdür/baş/ yardımcıları aynı ünvanla boş eğitim
kurumlarını tercih edebilmektedir. Yani müdür,
müdürlük tercihi, müdür yardımcısı da müdür yardımcılığı tercihinde
bulunabilmektedir. Halbuki bir okul müdürü yeniden görevlendirme sürecinde,
özel durumları ve kişisel sebepleri vb. nedenlerle arzu etmesi halinde sadece
müdürlük değil idari olarak bir alt görev olan müdür yardımcılığını tercih
edememesinin mantıklı bir izahı yoktur,
yapabilmelidir. Aynı şekilde Şube Müdürlerine
de tercih etmeleri halinde okul idareciliklerine başvuru hakkı
tanınmalıdır.