İslam dininde israf, mal ve kaynakları gereksiz yere
harcamak veya savurganlık yapmak anlamına gelir. İsraf, haramdır, İslam’ın
temel prensiplerinden biri olan savurganlıktan kaçınma ilkesine aykırıdır.
İslam’da israfın yanı sıra tüketim alışkanlıklarının dengeli olması da önemli
bir prensiptir. Müslümanlar, maddi kaynakları ihtiyaçları doğrultusunda
kullanırken, lüks ve aşırı tüketimden kaçınmaları öğütlenir. Sade ve mütevazı
bir hayat tarzı teşvik edilir. İslam dininde israf, genel olarak hoş görülmeyen
bir davranış olarak kabul edilir. İslam, kaynakların verimli bir şekilde
kullanılmasını teşvik eder ve savurganlık veya aşırı tüketimden kaçınılmasını
öğütler.
Kur'an'da israf konusuyla ilgili birçok ayet bulunmaktadır.
Örneğin, Kur'an'da "Yiyin, için, fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf
edenleri sevmez." (A'raf Suresi, 7:31) şeklinde bir ayet mevcuttur. Bu
ayet, yiyecek ve içecek gibi nimetlerin tüketilmesini teşvik ederken, bunların
israf edilmemesi gerektiğini vurgular. İslam’da, insanların mal ve kaynakları
israf etmek yerine onları tasarruflu bir şekilde kullanmaları ve paylaşmaları
teşvik edilir.
İslam dininde israf konusuyla ilgili olarak pek çok
hadis rivayet edilmiştir;
"Allah'ın rızası, kullarının ziyadece
harcamalarından daha çok, tasarruf etmelerindedir." (Tirmizi)
"Sakın müsrif olmayın. Çünkü müsriflik,
kardeşlikten ayrılma ve nimetin bereketini kesme sebeplerindendir."
(Buhari)
"Abdest alırken suyu israf etmek, aşırılık ve
savurganlık olur." (Ebû Dâvud)
"Ashabımdan birisi abdest alırken suyu israf
etse, o kimse kötü bir işlem yapmış olur." (Tirmizi)
Bu hadisler, israf konusunda Müslümanlara öğütler
verirken, kaynakları verimli kullanmayı, tasarruf etmeyi ve adil bir şekilde
paylaşmayı teşvik etmektedir. İslam dini, israfın zararlarını ve tasarrufun
önemini vurgulayarak toplumsal refah ve adalete katkıda bulunmayı hedefler.
İsraf kavramı sadece maddi kaynaklarla sınırlı değildir.
İslam, zaman, su, enerji vb. diğer kaynakların da israf edilmemesi gerektiğini
öğütler. Müslümanlar, bu kaynakları verimli bir şekilde kullanmaya teşvik
edilirler.
Kamu kaynaklarındaki israf sadece israf edeni
bağlamaz, kamu israfı aynı zamanda tüm milletin hakkına girmektir ve bu yönüyle
kul hakkı ihlali olarak da değerlendirilebilir.
Hemen bütün kamu kurumlarında maalesef israfa yeterince dikkat
edilmemektedir. Kaloriferle ısıtılan kamu binalarında kaloriferler yanarken bir
yandan da elektrikli ısıtıcıların, klimaların çalıştırılması, gün ışığının
yeterli olduğu zamanlarda da aydınlatma lambalarının yakılması, ekonomik ömrünü
henüz tamamlamamış kullanılabilir durumdaki demirbaş eşyaların atılarak
yenilerinin alınması, lavabo ve tuvaletlerde sürekli su akıtan musluklar kamudaki
başlıca israflar olarak tanımlanabilir. Bu tür israfın uygulandığı kamu
kurumlarının yöneticileri başta olmak üzere tüm çalışanları da yetkileri ölçüsünde
bu israftan sorumludurlar.
Vaazlarda, hutbelerde israfın haram olduğu ve
kaçınılması gerektiği anlatılan camilerimizde de israflar görülmektedir
maalesef. Uzmanlarınca yeterince istişare ve planlama yapılmadan aceleyle
yapılan/yaptırılan ve kısa süre sonra yenisiyle değiştirilen tadilatlar,
sadelikten uzak lüks ve gösterişe dayalı uygulamalar, aşırı enerji tüketimi
gerektiren avizeli aydınlatmalar, henüz kullanım ömrünü tamamlamayan
demirbaşların (halıların )değişimi vb. gibi uygulamalar israftır dini ve
vicdani sorumluluğu vardır. Diğer kurumların çalışanlarından en azından bir
kısmında “israf:haram” inancı olmayabilir ve daha rahat israf yapılabilir,
ancak camideki israfın hiçbir gerekçesi olamaz, olmamalıdır. Bu nedenle Diyanet
İşleri Başkanlığımız görevi gereği halkımızı dinimizce haram kılınan diğer
konularda olduğu gibi israf konusunda da
sürekli uyarıp aydınlatırken, “sıfır israf” sloganı ile kendi kurumlarında da
bunun uygulamasını titizlikle yerine getirmeli,
diğer kurumlara örnek olmalıdır
Sonuç olarak, İslam dininde israf haramdır, büyük günahtır.
Kamudaki israf ise tüm milletin kul hakkına girmektir. “Kul hakkı”, Allah’ın
affetmeyeceği istisnai bir günahtır. Dinimizde kaynakların tasarruflu bir
şekilde kullanımı teşvik edilir. İnsanların mal ve kaynakları israf etmek
yerine paylaşmaları, çevreye ve geleceğimize karşı sorumlu davranmaları
önemlidir. Her Müslüman öncelikle bireysel harcamalarında israftan sorumludur,
kaçınmalıdır. Kamu çalışanları ise bireysel harcamalarının yanında kamu adına
yaptıkları harcamalarının da her kuruşundan sorumlu olduklarını, kamu
adına yaptıkları harcamalarının da hesabını vereceklerini ve kul hakkına
girmemek için dini ve vicdani sorumluluklarını titizlikle yerine getirmeleri
gerektiğini unutmamalıdırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder